UkraynaHayat.Com, “Ukraynalıların gözünde Türkiye” yazı dizisinde, Türkiye’de yaşayan Ukraynalıların Türkiye’ye bakışını mercek altına alıyor.
İlk konuğumuz, 3,5 yıl önce eşi ile birlikte Kiev’den İstanbul’ taşınan Yevgeniya Balkış. İşte Balkış’ın gözünden artıları ve eksileriyle Türkiye’de yabancı olmak…
Kısaca kendinizden bahseder misiniz? Ne kadar süredir Türkiye’de yaşıyorsunuz?
Türkiye’de 3,5 yıldır yaşıyorum. Bu benim ilk yurt dışı yaşam deneyimim, kolay olmadığını söyleyebilirim. Ülkede turist olarak bulunup yalnızca müzeleri, parkları, denizi, restoranları (İstanbul’da bunlar saymakla bitmez) görmek ile, günlük yaşama, ulaşım problemlerine dalmak, marketlerde alışık olduğun ürünleri bulamamak tamamen farklı şeyler.
Kiev’de 2010 yılında Pedagoji Üniversitesi’nde fizik ve astronomi öğretmenliği bölümünden mezun oldum. Sabahları eğitimimi sürdürüp, sonra restoranda çalışıyor, akşamları ise İngilizce kursuna devam ediyordum. Restoranda, ileride eşim olacak Alpan ile tanıştım. Tanıştığımızda onun Türk olduğunu bilmiyordum, dolayısıyla aklımda hiçbir önyargı yoktu. Zaten herkesi aynı kefeye koymak doğru değil.
Sonra yüksek lisansımı tamamladım. Yazın Alpan’ın İstanbul’a dönmesi gerekiyordu ve tabii ki benim de kendisiyle beraber gelmemi teklif etti. Aralık kayında evlendik ve yedi tepeli şehre, İstanbul’a taşındık.
Türkiye insanı hakkındaki izlenimleriniz nasıl?
Türkiye’ye giderken, altı ayda ülkeye alışmayı, Türkçenin temellerini öğrenmeyi ve Rusça, İngilizce bilgimi de kullanarak işe girmeyi planlıyordum. Ancak bu planlar tutmadı.
Türkiye’de yaşadığım ilk şok, çok az kişinin İngilizce bilmesi oldu. İş yaşamında herhalde İngilizce bilenler daha fazla, ama kafelerde, mağazalarda her şeyi el yordamıyla anlatmam gerekti. Yani Türkçeyi ne kadar hızlı öğrenirseniz Türkiye’de hayat sizin için o kadar kolaylaşır. Ayrıca yabancıların Türkçe konuşması Türklerin çok hoşuna gidiyor. Türkler çok yardımsever insanlar. Bazen pazarda ya da poğaçacıda size öylesine ikramda bulunabilirler ve sakın ola ki onları geri çevimeyin, darılabilirler.
Armutu andıran ince bardaklarda sudukları çay tekliflerini de geri çevirmemek gerekiyor. Türkiye’deki yemekler büyük ölçüde bizimkilerden farklı. Buraya gelecek yabancılara tavsiyem, misafirlikte size ikram edilen şeyi geri çevirmeyin. Deneyin, belki de hoşunuza gider.
Türklerin nesilden nesile geçen zanaat geleneklerine bağlılıkları çok hoşuma gidiyor. Çömlekçilik, halıcılık, seramikçilik ve tabii ki de Türk mutfağının sırları. Türk erkekleri çok iyi birer aşçılar. Yufka konusunda o kadar maharetliler, kebabı öylesine ustalıkla şişe geçiriyorlar ki! Bunu görmek, en iyisi de denemek gerek!”
Türkiye’de bulunduğunuz süre içinde en fazla neleri yadırgadınız? Başınızdan geçen ilginç bir anınız var mı?
Türklerle ilgili olumsuz yanlara gelecek olursak. Türklerin iyi tüccar olduklarını herkes bilir. Müşteriyi gördükleri zaman, bazen fiyatı şişirerek ya da kötü mal satarak da olsa, satma şanslarını hiç kaçırmazlar. Bazen, belki sormazlar diye düşünüp para üstünü vermeyebilirler. Özellikle de karşılarında bir yabancı varsa. Tabii herkes aynı değil, ancak böyle vakalar da oluyor.”
Türkler bir de sokakta çok fazla sigara içip, yerlere çöp atıyorlar. Yürürken çekirdek kabuğunu tükürmeleri onlar için normal. Bir de şunu fark ettim. Türk kadınları, kaldırımda yürürken karşıdan gelen kişi ile çarpışmamak için hiçbir zaman kenara çekilmiyor ya da yol vermiyorlar. Bunun önemsiz bir ayrıntı olduğunu düşünebilirsiniz, ancak her gün bu yaşanınca, insan biraz sinirlenmeye başlıyor.”
Yabancı arkadaşlarım, Türklerin yüksek eğitim sahibi olduklarını, ancak ilk öğrenimden tamamen yoksun olduklarını söylüyor. Kamusal alanlarda davranış kuralları konusunda bilgileri yeterli değil.
Sokakta, toplu aşıma araçlarında size ilgi göstermelerine hazırlıklı olun. Eğer boyunuz ortalamanın üzerinde ise, teniniz ve gözleriniz açık renkli ise, çok fazla dikkat çekersiniz.
İnsan her şeye alışıyor. İstanbul büyük, milyonlarca insanın yaşadığı güzel bir şehir. Türk mutfağına kimse ilgisiz kalamaz. Farklı insanlarla karşılaşılabiliyor. Dikkatli olursanız İstanbul’u kesinlikle seversiniz.
30.04.2015
