IAA (International Association of Art) Başkanlığını da yürüten Bedri Baykam, yeni sergi projeleri ve üzerinde çalıştığı kitabı için çalışmalar yapmak üzere kısa süre önce Kiev’i ziyaret etti.
Bahadır Vanlı, UkraynaHayat adına yaptığı söyleşide, Baykam’a Ukrayna ile ilgili izlenimlerinin yanı sıra sanat ve Türkiye gündemi ile ilgili görüşlerini sordu.
Ukrayna ile ilgili izlenimlerinizi paylaşır mısınız?
Kiev’de bir çok semt, müze gezdim, sergi açtım. Buradaki Türk camiasının değerli insanları ile tanıştım, güzel dostlar edindim. İnsanların Ukrayna’da yaşamaktan mutlu olduklarını, “İyi ki buraya geldim” dediklerini ve geleceğe keyifle baktıklarını gördüm. Bu az bulunan bir nimet, değerini bilin.
Ukrayna’da hayata geçirmeyi planladığınız yeni projeler var mı?
Türk sanatının Ukraynalı sanatseverlere tanıtılacağı yeni çalışmalarımız var. Kiev’de 14 ay önce kendi açtığım sergi çok güzel geçti. Şimdi ise kişisel Bedri Baykam sergisi değil, geniş bir Çağdaş Türk Sanatı sergisi açmak istiyorum. Umarım gerçekleştiririz ve güzel olur. Ukrayna’da yaşayan Türk toplumunun da bu sergiye destek olacağını umuyorum. Çünkü yapmak istediğim sergi gerçekten Ukrayna sanat dünyasını sallayabilir. Çok değerli sanatçılarımızı bir araya getireceğim bir grup sergisi olacak.
“Demokrasiden vazgeçilirse ülke kaosa girer”
Türkiye gündemiyle ilgili düşünceleriniz neler?
Demokrasi düşmanlarını demokrasi oyununa alırsanız sonra başınıza her türlü felaket gelir. Şekil 1’de görüldüğü gibi. Özetle demokrasinin tamamen göstermelik olduğu bir yerde her kafadan bir ses çıkarsa ve demokrasicilik oynayan insanlar bir gün bundan doğrudan vazgeçerse ülke kaosa girer. Demokrasi, oyunun kurallarına riayet edenler arasında oynanır! Ben yıllarca bunu anlattım.
İstanbul seçimlerinin yenilenmesi kararını nasıl yorumluyosunuz?
Ben Ak Parti neye güveniyor çok merak ediyorum. Çünkü sayın Binali Yıldırım’ın sokağa çıkacak arzusu, niyeti yok. Bir yandan İmamoğlu her geçen gün daha da yükseliyor, daha güçlü bir aday oluyor. Sayın Binali Yıldırım’ın bana sorarsanız tek bir miting yapma arzusu yok, enerjisi yok. Ne onu izlemek isteyen halkta heyecan var ne de kendisinde, böyle görüyorum. Seçimlerin AK Parti kazanana kadar yenileneceği iddiaları ise sürrealist, paranoyak tezler.
Seçim sonuçlarının iptali kararı insanların yarısını şaşırttı diğer yarısını şaşırtmadı. Ama şu var ki yarı şaka yarı ciddi bir durumun özeti. Türkiye’de seçimler, iktidar partisi kazanana kadar tekrarlanan ve iktidar partisinin kazandığını kanıtlamak için de her gün yeni insanlar tarafından oyların sayıldığı bir oyun gibi algılanıyor.
A Haber’in nanoteknolojiyle hile haberi de bir komedi. Türkiye’de maalesef özellikle bu seçim yorumlarının hangisinin Zaytung, hangisinin gerçek haber olduğunu anlayamıyoruz. İmamoğlu’nun o güzel lafı unutulmamalı: “Artık herkes konuşacak. Öğrenci de konuşacak, sanatçı da konuşacak, iş adamı da konuşacak.” Yani kimse tepki verme noktasında farklı değil birbirinden. Herkesin bu tepkiyi, bu itirazı yüksek sesle yapması lazım. Hiç kimsenin bir oy gaspına izin vermemesi lazım” dedi.
“Türkiye’ye sahip çıkarak düzlüğe erişebiliriz”
Türkiye dışında hangi ülkede yaşamak isterdiniz?
Vallahi bu çok zor bir soru. Sekiz yıl Amerika’da, dört yıl da Fransa’da olmak üzere toplam 12 yıl yurt dışında yaşadıktan sonra Türkiye’ye döndüm. En verimli yıllarımı da burada geçirdim. Ben Türkiye’ye sahip çıkarak düzlüğe erişeceğimize inanıyorum. Dolayısıyla ben Türkiye’den ayrılmak istemiyorum ve Türkiye’de yaşamaktan memnunum; insanların da Türkiye’ye sahip çıkacaklarını umuyorum. Yurt dışında yaşayanların da Türkiye’de yaşayanların da ülkelerine sahip çıkmaları gerekiyor.
Ekşi Sözlük sitesinde sizinle ilgili birtakım eleştiriler yer aldı. Bunlarla ilgili ne söylemek istersiniz?
Ekşi Sözlük adından da anlaşıldığı gibi ekşidir. Ekşi Sözlük, insanların karşısına çıkıp söz söylemeye cesareti olmayanların çoğu zaman laf atmak, çamur atmak veya sataşmak, vur-kaç yapmak için kullandıkları bir alan. Gençken, Ekşi Sözlük’te yazılan palavralara, maalesef alçaklıklara, yalanlara, sataşmalara kızıp cevap veriyordum, sonra vazgeçtim. “İşim gücüm mü yok? Böyle saçma sapan şeylere zamanımın dörtte biri verilir mi? diyerek hiç bakmamaya başladım.
26.5.2019
